20 Nisan 2012 Cuma

120m2'de dunyayi dolasmak...

Telaslanmayin, henuz astral seyahat yapmayi basarabilmis degilim. Sanal alemden bahsediyorum elbet:)) Ama gercekten su astral seyahat mevzusunu oldum olasi merak etmis ve yapilabilirligine inanmak istemisimdir.

Neyse bugunku konumuz astral degil sanal seyahat efenim, begenmeyen sessizce cikabilir, lutfen kapiyi kapatiniz:P

Facebook ne zaman basladi tam emin degilim ama ben 2007'den beri zaman zaman hergun, siklikla gun asiri bazen haftada bir en kotu 10 gunde bir filan gezerim. Pek yazmam, cok okurum, uzak diyarlardaki dostlar ve akrabalarla filan fotolar yoluyla hasret giderir ic daralmasi kivamina gelince kapativeririm. Derken bir sure once Twitter'a hizli bi gecis yaptim, oradaki ozgurlukhissi ilk baslarda hosuma gitti filan derken magazin programi tadinda unluleri takip etmeye basladigimi farkedince derhal bunyemi olaydan sogutarak kendimi hobilere ve uretmeye adadim. Bu sure zarfinda bircok blog takip etmeye basladim. Birseyler uretmeye basladikca insanin bol bol ilham kaynagina ihtiyaci oluyor takdir edersinizki.

Uzatmayalim; ilham arastirmasi bir sure sonra benim icin dunyanin cesitli yerlerinde siradan insanlarin hayatlarina konuk olma imkani yaratti. Derken kendimi ETSY ve Pinterest'e uye olmus buldum. Buralari incelemek, o sayfalarda renklerin arasinda kaybolmak bana inanilmaz iyi geldi acikcasi. Ayrica bloglar inanilmaz, ben bu blog meselesine hic bu gozle bakmamistim. Mutlaka blog deryasinda biraz kaybolun derim, eminin herkesin ilgi alanina hitap eden bir veya binlerce blog vardir. Ustelik yabanci dil  bilmenizde sart degil bu seyahatinizde; pek cogunuzun bildigini bildigim google translate iyi bir yardimci.

Iste ben de butun bu sanal gezinin sonucunda her aksam kendimi 120m2'nin (rakam afakidir:D ) icinde dunyanin dortbir yanindan insanlarin urettikleri, begendikleri, yedikleri, gezdikleri vs. ve tum bunlarin uzerine paylastiklari yorumlari okuma, kimi zaman kendini tutamayip olaya dahil olma  halinde buldum. En cok hosuma giden de her iki sitede ve yuzlerce blogda sizinle ayni begeni ve zevklere sahip insanlari kesfetmek, ruhunuza dokunan hos birkac tasarim veya fotografla heyecanlanmak oldu. Oyleki ETSY'de mesela kendi sanat galerinizin kuratoru olup binlerce sanatcinin urunleri icinden belirlediginiz konsepte gore kendi serginizi bile olusturabiliyor ve insanlarin begenisine sunabiliyorsunuz. Hem de o 120 m2'nin icindeki yumusak kanapeden bir gidim kipirdamadan:))

Butun bunlarin sonunda gercekten kendimi bir astral seyahate cikmis gibi hissediyor olmam bu duygumu paylasmaya itti beni. Eger sizde benim gibi face mace vs. tum bu zirvalamalardan sikildiysaniz  birakin artik su bayat facebook paylasimlarini, kaynagi belirsiz twitter aforizmalarini sizde kendinize renkli bir pencere acin bence.

PS: Facebook ve Twitter'i yazilarimi paylasmak uzere kullanmaya devam edecegim icin uzgunum:(

Iyi seyahatler...

http://pinterest.com/sebnemty/

http://www.etsy.com/treasury/MjAyMDk1Njd8MjcyMDE0MDQ3MQ/oh-la-la-spring?index=0


8 Nisan 2012 Pazar

Nihayet bahar geldi:))

Herkesin sabirsizlikla bekledigini saniyorum, nihayet geldi bahar:))

Beni taniyanlar bilir Mart ayini hic sevmem; sebebi cok sevdigim Babacigimi aci bir Mart gununde kaybetmis olmamdir. 1 Mart dedimi bana bir haller olur aniden depresiflesir surekli dokunsan aglayacakmis tadinda dolasirim ortalarda, Nisan'i iple cekerim acikcasi. Bu Mart'ta aynen boyle gecti benim icin. Kabuguma cekildim, kustum, bir kez daha kirildim adeta. Kimseyi istemedim, aylardir arastirip pesinde kosturdugum hobilerime elimi bile surmek istemedim. Yaraticilik 0, uretim 1 karne fenaydi anlayacaginiz.

Ama neyseki Nisan geldi:))) Ve Bahar sonunda; gozyaslari silindi, toparlanildi, depresyondan cikildi inadina uretme ve yaraticilik modu devreye sokuldu... Ve tabii bahar temizligi biraz da.

Gercekten Nisan ayini ve bahari hep bir ayri sevmisimdir; dunyaya geldigim ay oldugundan mutevveli baharin tadina doyulmaz havasi, mis gibi kokan taza cicekler, tatli ilik yagmurlar hep yeniden doguyormusum hissi uyandirir bende. Iste bu coskuyla yeni bir sayfa daha acarim hayatima, yeni yasimi karsilamaya hazirlanir, bir yas daha yaslanmanin olgunlugunu sindirmeye calisirim. Hatta soyle soyleyebilirim benim icin Nisan "Yeni Yil" gibidir utanmasam cam agacimi bile kurasim gelir.

Yok artik abarttin diyenler vardir eminim:) Olsun, abartasim geldi demek ki:))

En cok da saatlerin ileri alinmasina sevinirim, gun isigi ne kadar uzarsa gun bir o kadar daha uzamis gibi gelir bana. Su kisliklari kaldirip yazliklari cikarma olayida ayri bir seramonidir; unuttugunuz bir tshirtunuzu bulmak kaybettiginiz bir arkadasiniza yeniden kavusma hissi uyandirir hatta. Ah bir de o sebzeler ve meyveler; off ne cok ozlemisizdir onlari. Canim erigim benim, kirmizim cilegim, mis kokulu salataligim citirim yesilim. Ohh vallahi yazarken dahi icim acildi, hele bir de guzel bir semt pazariniz varsa yakinlarinizda ilk bahar sersemligiyle ondan bir kilo, sundan yarim kilo derken butun bir haftaya yetecek sebze meyve stoguyla bulursunuz kendinizi evde. Belirtmeden gecemiyecegim ozellikle genc arkadaslara soylemek isterim ki merak etmeyiniz o hic begenmediginiz guzelim enginar hatta bakla ile belli bir yastan sonra hele de kendiniz pisirmeye paslayip biraz da ovgu aldinizmi cok harika bir iliski kurmaya basliyorsunuz:) O yuzden ilk denemelerinizi mumkun olan en erken yaslarinizda yapiniz cunku daha sonra vay ben bunu neden yillardir yemiyormusum duygusu aci veriyor sonrasinda:) Gercekten de leziz pismis bir zeytinyagli enginarli baklanin tadini ne cok ozledigimi gecen gunlerde farkettim hem de bol dere otlusundan. Ilgisini cekip de pisirmesini bilmeyenlere seve seve tarif verilir:))

Ne cok gulucuk koymusum yazima, iste gordunuz degil mi su kisacik yazida bile bahar coskum, yeni yilim, Nisan'im nasil da mutlu etmis beni.

Bu vesile ile herkesin bahar bayramlarini nevruz, paskalya vs. adi her ne ise kutluyorum. Mutluluklarimizin artarak devam etmesini ve onu sevdiklerimlerimizle paylastigimiz guzel gunleri kucaklamayi diliyorum hepimize...